05 Haziran 2002
gercegi, yanlizca gercegi soyleyecegime dair yemin ederim! (sanirim bunu benden baska kimse okumucak, too long!)

uzun zaman once yazmam gereken seylerdi belki de bunlar, ama biliyorsun, beni ogrendin artik. usengecin tembelin tekiyim ben. surekli bahaneler buldum, yarin yazarim dedim, aksama yazarim dedim. ama olmadi iste. "ne zaman gelecek o buyuk gece?" diye sordum kendime. sonra farkettim ki, geceleri beceremiyorum bu isi, yapacak daha farkli seyler oluyor. zaten simdi de almanya-irlanda maci var, arti annem uyumakta. demek ki rahatsiz edecek fazla birsey yok.
aslinda ne yazmaliyim bilmiyorum. yaptigim dangalakliklari mi, soyledigim yalanlari mi, bombos gecen hayatimi mi? (almanya da gol atti hem, klose'nin kupa boyunca attigi 4. gol. daha iki mac oynadilar bi de dusun) ankara gezisini anlatayim izmirle birlestirip, zaten geziler de olmasa butun gun tv-bilgisayar ikilisine cakilip kalmis bir halde yasiyorum. iyi ki gorduk o leylegi turgay'la beraberken, hayatimi kurtardi.
24.05.2002 cuma gunu ankara'ya gitmek icin yol aciktik. sahane bir yolculuktan sonra gittik ankara'ya aksamustu 4 sularinda. babaannem her zamanki asiri sevgi gosterisini yapti, ben her zaman ki gibi sikildim bundan, her zamanki gibi sofrayi kurduk, yemek yedim bi suru ve sonra hemen uyudum. aksam ozge'yle bahcelievler'de dolandik, bol bol dedikodu yaptik. savas'tan ayrilmis, uzuldum ben buna. asla ayrilmicak bi ciftti onlar her zaman gozumde. zaten ikisini beraber tanidim, bir tutuyordum, ama olmamis. savas hala cocuk demek ki. belki de ordekler hic bi zaman buyumezler, ne dersin?
25.05.2002 cumartesi gunu sabah 8den aksam 1e kadar tabani yanik kedi gibi dolandim durdum ankara sokaklarinda. once mert efendiyi bulamayip annemin butun elestirilerine maruz kaldim. daha sonra o super evde oturan super hatunla (emel miydi?) tanistigima sevindim. cok daha sonra dopez'i mincirmak istedim ama ayip, kendimi tuttum. insanlarla tanistim, insanlarla konustum, insanlarla guldum eglendim. uzun zamandir yapmadigim birseydi, cok mutlu hissettim kendimi. ama isin garip tarafi bi ara ankara'da bir izmirli ve bir ekisehir'li olarak dolasmamizdi. bi allahin kulu ankarali sahip cikmadi bize, cok yazik.
26.05.2002 pazar; sabahin korunde kalkip halamlara kahvaltiya gittik. zeynep her zamanki gibi kicimin dibinden ayrilmadi. masaya oturdum, o da oturdu, kalktim o da kalkti. asagiya indim, o da indi. cocuk beni idol olarak almis, agzi acik beni izliyor. aman ha derim, bana benzemesin. halamla babaannem de oyle bir anlatiyorlar ki beni, kendimi herkul zannediyorum. ama sadece cocuklugumu anlatiyolar tabi. her zaman demisimdir ben, cocukken daha guzel, zeki, canli bi cocuktum diye. kader iste. aksam 1de dondugumu soyleyince babaannem halam bi saat nutuk cekti bana. "istanbul'da 5te geliyorum eve, heeyy!" diyemedim. sinir ettiler beni. anneme annem oldugu icin bi kez daha tesekkur ettim icimden, hatta yolda giderken de soyledim sansli oldugumu. iyi ki onlarla yasamiyorum, zeynep'e cok yazik olacak sanirim. aksamustu de izmir'e ayakbastik. ama yolda giderken emre aradi, cok sevindim ya. izmir'de beni bekleyen insanlar oldugunu hissettim, mutlu oldum. seviyorum onu da her ne kadar yeni bi insan olsa da hayatimda. dedem kapiyi acinca cok sasirdi, bi saat bakti bana yine. anneannem deli gibi sarildi, on kere optu beni, ki o asla opmez sarilmaz! aksamustunu onlarla gecirdikten sonra geceyi de emre beyle gecirdik. 2,5 saat konustum ben sanirim, umarim sikilmamistir benden. ama soramiyorum da israrci biri olmamak icin. zaten sikilmis olsa devam etmezdi di mi konusmaya? canim ya.
27.05.2002 pazartesi; izmir'e geldigimde aradigim tek sinif arkadasim deniz'le bulustum. burcincincincin de geldi hem. cok ozledim onu da, sarildim bol bol. bi sene olmus gorusmeyeli inanabiliyor musun? hergunumuz beraber gecerken tastamam bir sene boyunca gormedim onu. birikmis konusacak seyler, saatler hemen geciverdi. onlardan ayrilirken aysenur-begum-secil-kerem kisilerini de gordum. ays'la da her zamanki geyiklerimizi yaptik, ayakustu gebertti beni gulmekten. fotograf bile cekildik ve super cikmis! onlardan ayrilip kosa kosa sardunya'ya gittim, duduklu-emirhan-olympos-tiara dortlusuyle oturduk bi iki saat kadar da. bi roma formasini taniyamadik oturdugumuz sura zarfinca, sonra ben super zekami gosterip buldum onun roma formasi oldugunu, tebrik ettiler beni. dakika dakika yaptiklarimi yazmaya devam edicem, aksam yemegi icin eve dondum kosa kosa. dayim gelicem dedi gelmedi, bi saat onu bekledim. gelmeyince inan'la disari ciktik. onun da dogumgunuymus o gun, saat 11de mi ne soyledi deli etti beni. resmini cektim suppper cikmis, annem bile begendi. (eheh) o da beni cekmisti ama ben oyle bir gulmusum ki, kucuk dilim bile gozukuyor, ama annem onu da begendi (kargaya yavrusu kuzgun gorunur tabi) inan'la da sessiz sakin eglendikten sonra eve donup hayvanlar gibi uyudum soylemesi ayiptir. cok huzurlu bi gece gecirdim. inan'i da seviyorum cok.
28.05.2002 sali gununde aslinda girmem gereken bir adet matematik finali vardi ama anne hanima yalan soyleyip o gun sinavim olmadigini bildirdigim icin izmir'de ve yolda gecirdik o gunu de. bilse parcalar beni ama umrumda degil malum. dayim bizi cigli'ye acaip guzel kofte yapan bi yere goturdum. ozlemisim be onu da. fazla gorusmuyoruz normalde de ama gormeyince de hissediliyor eksikligi. gobegini de eritmis masallah. annemle ben kaldim bi. anneanem bile 95 kiloya dusmus, rekor onun icin. izmir'den cikarken huzun doldum ben yine, bindik arabamiza geldik istanbul'umuza. kopruden gecerken yine heyecanlandim, hep heyecanlaniyorum ve sanirim hic gecmeyecek. zaten gectigi an istanbul'dan sikildigimi anlamis olucam. kopruden gecerken bogazin super manzarasini izlemek yerine salak salak isler yapan insanlara da ayri bir gicigim, belirtmeden gecemedim.
simdilik bu kadar sanirim, gunlukvari bi blogsun sen bundan boyle. begenmezsen begenme bana ne?!

0 comments:

Yorum Gönder