21 Mayıs 2002
bi seyleri bozuyorum ve tamir edemiyorum. cok ugrasiyorum ama olmuyor. beceriksizin tekiyim.
david beckham da cok yakisikli, bi kez daha karar verdim buna.
20 Mayıs 2002
nedense birinden, bir seyden cok fazla beklentim oldugunda hic bir verim alamiyorum. bi kac sene once karar vermistim aslinda insanlardan cok fazla sey beklememeyi, onlarla ilgili kendi capimda hayaller kurmamayi. gerceklesmeyince uzulmemeyi ogrendigimi saniyordum, olmamis. hala isler planladigim gibi gitmeyince uzuluyorum ama hala kendimi plan yapmaktan alikoyamiyorum. kocaman kocaman yazip duvarlara, kapilara asmak istiyorum artik "n'olursa olsun asla plan yapma!" belki de bu sekilde beynimin bi kosesinde yer eder bu laf, kim bilir?
eskisehir'e gittim, climb konseri olmadi, onun yerine bol bol konusma oldu. belki birseyler degisir diye umuyordum giderken ama emin degilim su anda. degisebilir de, degismeyebilir de. kafam karisik, yorgunum, ayni anda uc yerde birden bulunmak istiyorum. sanirim genetik cidden benim istedigim meslekmis.
17 Mayıs 2002
whateverda da var bu, olsun:
bu yaziyi yedinci yazisim, kotu tarafla dalga gecicek olmam darth vader'i kizdirmis olmali ki her seferinde bir terslik cikti. uzgunum anakin, yazmak zorundayim.
cocukluguma geri dondum bu gece (sanki simdi cok buyugum ya). sabirsizlikla bekledim aksam olmasini, salona girmeyi, izlemeye bayildigim fragmanlarin gecmesini, isiklarin sonmesini. ama o kayan sari yazi ciktigi zaman herseyi unutmustum, eski bi dostu gormus gibi hissettim. diiitdiiit diriridiiitdiiit diriridiiitdiiit diriririii seklinde gaza getiren muzikle costum, anakin'i gorunce -gecen seferki gibi- vahladim. yesil, kirmizi-ki bu genelde kotu jedilarin kilic rengi- ve mavi kiliclarin yanina mor rengiyle ibnelik katan samuel'e guldum-hic utanmadim-, anakin "i killed them all, not only men. all the women, even children. they looked like animals and i slautered them like an animal. i hate them" dediginde "aha gitti guzelim cocuk" diip huzunlendim, obiwan anakin'e "i feel you'll cause my death" dedigi zaman uzuldum. anakinin padméyle cimenliklerde yiyisirken koskoca darth vader'in dustugu durumlara guldum, obiwan azarladiginda kizarip bozarmasina hasta oldum, padmé'yle konusurkenki mahcup tavirlarina, al yanaklarina, saf koylu cocugu bakislarina bittim. yoda her hmmladiginda yiyesim geldi onu. ve hatta neo'nun the one oldugunu anladiktan sonraki hareketlerinde bile hizli hareket edip christopher lee'yi yedigi zaman ki dovus sahnesine hayran kaldim. kisacasi iyi ki varsin be star wars, aslansin lucas.

may the force be with you
15 Mayıs 2002
yine aydinlandi hava bak, ben okula gidicem 3-4 saat sonra. olacak mi?
olmak zorunda!
it would be wrong to ask you why, because i know what goes inside is only half of what comes out.
isn't that what it's about? to remind us we're alive, to remind us we're not blind.

13 Mayıs 2002
dayanamadim, yaziyorum. o kadar cok dinledim ki, inanilmaz!

everything’s so blurry
and everyone's so fake
and everybody’s empty
and everything is so messed up
pre-occupied without you
i cannot live at all
my whole world surrounds you
i stumble then i crawl

you could be my someone
you could be my sea
you know that i’ll protect you
from all of the obscene
i wonder what you're doing
imagine where you are
there’s oceans in between us
but that’s not very far


can you take it all away?
can you take it all away?
when ya shoved it in my face?
explain again to me.
can you take it all away?
can you take it all away?
when ya shoved it in my face?

everyone is changing
there’s no one left that’s real

so make up your own ending
and let me know just how you feel
'cause i am lost without you
i cannot live at all

my whole world surrounds you
i stumble then i crawl

you could be my someone
you could be my sea
you know that i will save you
from all of the unclean
i wonder what you're doing
i wonder where you are
there’s oceans in between us
but that’s not very far

can you take it all away?
can you take it all away?
when ya shoved it in my face?
explain again to me.
can you take it all away?
can you take it all away?
when ya shoved it in my face?
this pain you gave to me

oh, nobody told me what you thought
nobody told me what to say
everyone showed you where to turn
told you where to run away
nobody told you where to hide
nobody told you what to say
everyone showed you where to turn
showed you where to run away


hayir demeyi ogrenmeliyim artik. yapmak istemedigim seyleri sirf karsi taraf icin yapmayi birakmaliyim, hele canimi yakanlari. nasil da cana yakindi, konuskandi, iyiydi. ne alacagini ne isteyecegini biliyordu cunku. sarilmalari, opmeleri, gulusleri. "dudaklarina yapissam bana tokat atar misin acaba?" daha once de duymustum bunu, ne aptalim ben. ama bi daha olmamali, asla olmamali. persembe gunu oldu, ve anca bugun normale dondum. cok canim acidi, her zamankinden daha kotuydu bu.

bi de puddle of mudd var, blurry var. delirtti beni sozleri, ezgisi, adamin sesi. zaten cem soyledi cek diye, kotu olabilir miydi? ben de es zamanli olarak mtvde duymustum, oha super diye dusunuyordum. ayni seyleri seviyoruz, begeniyoruz, dusunuyoruz ve hatta hissediyoruz ama sadece "sen cok iyi bir dostsun ve hep oyle kalacaksin"
everything so blurry, everyone so fake. everything is empty, everything is so messed up.

bu yeni sofbenin isigi hic sonmuyor, ve deli ediyor bu beni. gozum takiliyor her geciste, kapiyi kapatip oturmaya basladim onun yuzunden. hava da aydinlanmis, uyumaliyim sanirim.


08 Mayıs 2002
tuvalette o kadar uzun sure oturuyorum ki, ciktigimda ayaklarim karincalaniyor. hatta karincalanma otesi, hissetmiyorum bile onlari. sanirim artik tuvalette kitap/dergi okumamaliyim. bolum bitirmeden cikamiyorum bir turlu.
07 Mayıs 2002
evde bir suru insan olmasindan ve annemin surekli konusmasindan nefret ediyorum. gerekli gereksiz sacmasapanlaflar etmesi beni deli ediyor. SUS ARTIK BE KADIN! evdeki bes ustadan daha fazla ses cikariyor ya, hayret bisey.
- saat kac olmus? oo 2 olmus, bitmedi hala hay allah.
- isik da az mi ne?
- nasil biticek bu kutular, aman of.
- supursem mi naapsam?

sus, sus, sus, sus, sus, sus, sus...
(11.15-internet kablomuz yoktu henuz, kagitlara yazdik.)
05 Mayıs 2002
'muse konserinden beri cok degistin sen. salmissin iyice kendini.'

hersey boyle basladi, bu cumleyi duydugumdan beri kendimi iyi hissetmiyorum. sacimi bile taramadan evden cikiyorum artik. taktigim tokanin rengi umrumda olmuyor cogu zaman. ya da coraplarimin kiyafetime uygunlugu. hatta elime ne gelirse onu giyiyorum. bir hafta boyunca ayni seyleri giyip dolasiyorum. biseyler yapasim yok. belki de olmam gereken budur?
03 Mayıs 2002
hayatimda ilk defa birseyler bu kadar ugrastim, degerini bilmelisin bence. bugun yolda yururken aklimda bir suru sey vardi yazicak ama nedense birini bile harirlamiyorum su anda. bu yasta boleysek...
page not found ne kardesim?