07 Ağustos 2005
zengin ve "eğitimli" türklerdeki düşünce tarzını bir türlü anlayamıyorum.

mazhar-fuat-özkan'ın hala konser vermesiyle dalga geçip koşarak deep purple seyretmeyi, yeni çıkan türk gruplarını "yapılmayan hiç birşey yapmıyorlar" diye küçümseyip "the" ile başlayan bütün grupların hastası olmayı, yine türk müzik grupları veya şarkıcıları için "senelerdir aynı tarz baba yaa" diyip mark knoffler'ın albümüne methiyeler dizmeyi, bayramlarda türk bayrağı asanlara üstten bakıp yunanistan'a gittiklerinde her yerde yunan bayrağı olmasına "adamlar çok milliyetçi, çok süper, çok koruyorlar vatanlarını" tepkisini vermeyi ve halk plajlarındaki görüntüden rahatsız olup girmek için milyonlar verdikleri sosyete et pazarlarında denize girmeden malak gibi güneşte saatlerce yatıp kıç baş göstermeyi meziyet zannediyorlar.

BT-101, enterance to "beyaz türk lifesytle" adında dersler istiyorum sırf bu adamları daha çok anlayabilmek için.
06 Ağustos 2005
yağmur denen illetin (ki normalde çok severim) hep açıkhavada birşeyler planlandığında yağması nasıl bir şanstır? yahoo weather'ı bilmiyorsanız hemen öğrenin, dakikası dakikasına o günkü havayı veriyorlar ve o kadar başarılılar ki söylediklerinin hepsi doğru çıkıyor (bilimsel araştırma diye birşey var tabii, değil mi?).

paulo coelho'nun dört kitabına birden film çekilecekmiş. jean-christophe grange illeti yetmedi bir de bunu çıkardılar başımıza. kitaptan film uygulamalarına pek sıcak bakmamaya başladım son zamanlarda. filmi seyredip kitap hakkında fikir sahibi olan insanları da açıkçası beleşçi olarak görüyorum. çoğu insan gibi ben de kitaptan uyarlanan her filmde karakterler ve sonlar açısından hayal kırıklıklarına uğruyorum. illa her kitabına film çekilecek birisi aranıyorsa bu kişinin nick horby olmasını can-ı gönülden istiyorum.

süper lig öncesi bütün bomba transferler televizyon kanalları arasında gerçekleşmiş olsa da, yeni sezonumuz hayırlı uğurlu olsun. geleneği bozmayan fenerbahçe'yi de gözlerinden öpüyorum. hep böyle devam edin çocuklar.