29 Ekim 2002
hic bir sey yapmak istemiyorum, ama aslinda cok sey yapmak istiyorum. evden cikmak istemiyorum, ama aslinda evden kacmak-uzaklasmak istiyorum. bilmedigim yerlerden korkuyorum ama aslinda bilmedigim yerlere gitmek istiyorum. okula gitmek istemiyorum ama aslinda okuyup bi meslek sahibi olmak istiyorum. insanlarla konusmak istemiyorum ama aslinda dertlesebilecegim insanlar istiyorum.

kararsızın allah'ıyım diyorum, any objections?

26 Ekim 2002
yahoo'da her mail bakmak icin girdigimde ya büyük türk düsünürü yüce cem uzan'in sevgili partisinin ilanlari ya da "nassi olur da zayiflariz?" temali bannerlarla karsilasiyorum. ve hatta bu bannerlar flashli mlashli, pek bi yanar döner olarak gözüme sokuluyorlar zorla. acaba diyorum ki yahoo bana bisey mi demek istiyor?
22 Ekim 2002
reserved for the record memories.
17 Ekim 2002
sabah okula giderken 50 kisilik otobüse ~150 kisi binerek Istanbul Büyüksehir Belediyesi Toplu Tasıma Aracları Bahcesehir-Bakırköy hattı rekorunu kırdık. yolcu almak icin durma süresi toplam yolculuk süresinden uzundu nerdeyse.
her gün bir rekora imza atıyorum, büyük insanım vesselam.
14 Ekim 2002
her seferinde gülüyorum ben buna

3.8.2002
ayakkabılarımı yıkayıp yanımdaki kaloriferin altına koduydum, kafamı çevirip üstlerine hapşurduğumda hatırladım orada olduklarını. lan ben de diyorum nerede bunlar kaç gündür. 10:36 PM
13 Ekim 2002
cok yazdım bu gece yeter artık. müzik dinledikce oluyor hepsi. yatıp uyumalı en iyisi. ama bi de su var, illa yazılmalı:

this time,
the win is mine,
my perfect life,
my perfect life.
room spin,
don't know how to stop,
don't know how to start,
don't know how to start

firecracker
the one you keep inside,
firecracker,
you don't know how to light.

so sink,
in the tailspin of plans and sleep,
of plans and sleep,
or come,
and crush me tight,
my favourite high,
my favourite high,
here comes the film.
PG 13!
crack down,
no net, no cage,
no first mistake


aman al, simdi de blurry'e shuffledı. you could be my someone.
sonbahar geldi! hem de kesinlikle!
artik hırkalarımızı giyip cıkıyoruz sokaklara, yagmurlar bölüyor günümüzü, battaniyelere sarınıp uyuyoruz ve hava erkenden kararıyor.
sikayeti olanlar lütfen sussunlar, yılın en güzel mevsimi bu, kim ne derse desin.
melankoli de yok, kesinlikle mutluyum.
mutlu
mut.
mu?

this is not enough.
yazlıkta dırdır konusup kendini beni allah'a inandırmaya adayan sayın barıs arkadasımız bbg'ye girmis. pek basarılı olamamıstı zamanında. insanları delirtmese bari.
behiye cok sıkıntılı, nasıl düzeltecegimi bilmiyorum. sevdigim seyleri sevmiyor, dinledigim müzikleri dinlemiyor, gittigimiz yerlerde rahat edemiyor. napabilirim ki? bütün gün müzik dinleyip, annesiyle konusup mutlu olabilen bi insanım ben. komplike sorunlarla gelmeyin bana. sorunla gelmeyin hatta. ya da hic gelmeyin. -o kadar da degil-
sarkılara ve nesnelere anlam yüklememeliyiz. elimde degil!
feel my heart burning
deep inside...yearning
i know it is coming.
shuffle ne kötü biseysin sen.
11 Ekim 2002
kıranberiiz
bu biiirrr
driimtiatır
bu da ikiiiiiiii (buna bilet kalmassa turgay beni dövcek hissediyorum.)
ters yönden gelip trafigi tıkayan basörtülü ve süper arabalı kadın ve annem arasındaki diyalog;
annem- ters yöndesiniz hamfendi, geri geri gitmeniz lazım. yanlıs girdiniz.
kadın- .....
annem- (yabancı heralde bunnar, arap falan) türkce biliyo musunuz hamfendi?
kadın- sen trafik polisi misin?
annem- <.sinir> SEN O BASINDAKI ÖRTÜYÜ CIKAR DA BEYNİNE OKSIJEN GİTSİN AZCIK, ALGILAMANI AZALTMIS! <./sinir>

annem de yeri geldiginde benim gibi olabiliyormus, demek ki ırsi
10 Ekim 2002
back to school!
yine aynı bok, sabahın köründe okula gitmeler ve hocanın "bugün tanısıcaz, ehihoehe" diyip 20 dakikalık konusma yapıp siktir olup gitmesi. otobüste edilen küfürler. otobüste paspallıgın ve yoksullugun zirvelerinde gezen bi insanın inanılmaz güzel yüzü, gözleri, süper gülüsü. hırkamı cıkarıp ona veresim geldi. cok güzeldin be.