kendi parani kazanmak cok garip bir duygu. cüzdanindaki bütün para bittiginde, ertesi gün utana sikila para istemeyecegini bilmek, bankamatikle ufak bir selamlasmayla isleri yürütebilmek cok eglenceli. hatta senelerce size bakmis olan insanlari aksam yemegine cikarmak, sinemaya götürmek, eve gelirken kücük hediyeler almak (cünkü onlar asla eve elleri bos gelmezler), telefon faturani ödemek ve bunlari yapabilmek icin harcanan paranin tamamen zevk alinan bir isten gelmesi rüya gibi. caz festivali kataloguna bakip, gelen kisilerin hepsini taniyor ve dinlemis olmak, tam da yemegin üstüne icilen türk kahvesi tadi veriyor.
bugün interrail, okul, 89lular, 21 soku, yazin yapilacak aylakliklardan bahsetmisken dün dinledigim emiliana torrini sarkisini yazmasaydim (tamami surda) olmazdi herhalde.
unemployed in summertime
i've only just turned 21, I'll be ok
unemployed in summertime
don't need money 'cause we're young
i'll just stay awake till the morning
with make up all over my face.
0 comments:
Yorum Gönder