29 Aralık 2003
bilgisayar ve internet kavramlari gün gectikce anlamini yitiriyor benim icin. daha cok sikinti vermekten baska bir ise yaramadiklarini farkettim. halbuki isler yoluna girince internete girmek istemiyordu canimiz, öyle demistik bir sene önce. belki de ben farkina varmadan isler yoluna girmistir, kim bilir?

yine de gecenin 11'inde dürüm yemeye gitmek daha eglenceli.
25 Aralık 2003
kokusuna bile katlanamadigim bir ortam olan hastane kurumunda, onca saat gikimi cikarmadan durdugum icin özel tesekkür plaketi bekliyorum bugün yetkili merciilerden. ben daha filmlerde yapilan ignelere bakamazken dakikada 3 igne vurabilen hemsireleri de alinlarindan öpmek boynumun borcudur.

"acilin, ben ailedenim."
22 Aralık 2003
basima is acmakta üstüme yok.
üzerinde sunpride yazan ancak her seferinde "sunipeyk" olarak okudugum sisemden bir yudum, akabinde derin bir nefes alarak basliyorum bu sefer. kulaklarimda hala uguldama, bacaklarimda titreme, aklimda söylenen sözler.

öncelikle kampanyami karsiliksiz birakmayip, hemen söyledigim gün bir wazzup haberi sallayan evan abiye sevgilerimi sunuyorum, bize de bekleriz. sunipeyk demisken, zipistanbul'un ortalarda dolanmakta olan sayisindaki internet kösesinde kendilerine rastlamak ve kaffeehaus'da insanlari sinir etmek de herkesin yapabilecegi birsey degildir.

herkesin yapip benim yapamadigim bir seyse, coen biraderlerin filmleri hakkinda güzel fikirlere sahip olmak sanirim. okudugum cogu elestiride yerlere göklere sigdirilamamis, zeki dialoglar ve sahane bir üslupla yazildigi söylenen senaryoyu pek göremedim ben -yine-dayanilmaz zulum filminde. film boyunca tek yaptigimiz tepeden sarkan mikrofonlara sasirmak ve ketriinzetaconz bu sahnede ne giyecek diye düsünmekti. filmden sonra diyebileceklerimse "eeeh iste"yle sinirli.

cumartesi gecesinden bir alintiyla bitirmek istiyorum bugünkü zirvami, her ne kadar 3. kisilere birsey ifade etmeyecek olsa da (gerci artik bunlar moda);
"-nobody loves noone."
"-so fucking what?"
19 Aralık 2003
blogger'in ana sayfasinda ki what's up bölümünde "biz" imzali yazi görmekten biktim ben artik, evan williams'i geri istiyorum. "evhead geri dönsün" kampanyasina destek icin sizleri bloglarinizin önünde bir dakikalik saygi durusuna cagiriyorum.

"hate is no fun if you keep it to yourself."
18 Aralık 2003
ataköy'ün sapigi secilmek pahasina da olsa camima yilbasi süsü yaptim. adresi vermistik daha önce, görmek isteyenler kapinin önünde durup izleyebilir. simdi de oturdum onun isigini seyrediyorum. yaniyor, sönüyor, yaniyor sönüyor, aha yine yaniyor. pimapen süslemeciligi sanatina yeni bir cigir actigimi düsünüyorum.

kar ne garip sey yahu, sicak iklim insani olan sahsima bütün sogukluguna ragmen ilginc bir sicaklik hissi veriyor. seviyorum.
16 Aralık 2003
sabah sabah seda sayan, sabah yildizlari, biz evleniyoruz, esra ceyhan'la a'dan z'ye, sansa dansa, serdar ortac'la hep beraber derken gün bitiveriyor vallahi ne oldugunu anlamadan. bir yandan örgü örüp, bir yandan yeni cikmis dantel modellerine bakmak gibi zor isler de hallediliyor bu arada.

tek eksigim "biri bizi gözetliyor".
12 Aralık 2003
"for every love letter written
there's another one burned."
11 Aralık 2003
kücükcekmece belediye binasi, incirli shell, pertevniyal lisesi, dolapdere ayrimi ve yedikule zindanlarini "of daha burda miyiz?" dedirttigi icin sevmedigime karar verdim bugün.

eve dönerken sigara almak icin cebime koydugum parayla anneme cicek aldim. kadincagiz bütün gün temizlik yapmakla ugrasmis, görünce cok sevindi. su anda hic sigaram yok, aksam bu durum beni sinir edecek belki ama benim icin kimsenin katlanmayacagi bir zahmete -hem de her sabah- katlanan biri icin bunu yapabilirim.

playnice vol.5'ta karegen reklami varmis, "%100 online" diye bugün farkettim. ironik olmus sanki biraz.

her postumda sonu "sanirim"la biten bir cümle olmassa rahat edemiyorum "sanirim".
10 Aralık 2003
sayin sibel can'in basima bela sarkisinin basima daha da bela olan dizisi oynamaya basladi az önce. "sayin berivan hanim" diye birileri sesleniyor televizyondan, ürküyorum. rtük'ü arayip dizinin ruh sagligimi bozdugunu ve kaldirilmasini istedigimi belirtecegim.

bir de surdaki seylerin hepsini, ya da bunu istedigimi belirtmek istiyorum hazir yilbasi da gelmek üzereyken. burada da evin adresi var, gelip kapiya birakirsiniz bir zahmet.
uzun zamandir saate bakmadan, sikilmadan, laf sokma amaci güdmeden, lafimi esirgemeyip icimi tamamen döktügüm, kendimi iyi ifade ettigimi, anlasildigimi ve anladigimi düsündügüm bir konusma yapmamistim. bugün yaptim ve cok iyi oldu. ayrica yine uzun zamandir sonu 180 derece dönüsle biten bir film de seyretmemistim, bugün cok kârli gecti sanirim.

simdi izninizle gidip bir damacana su icmek istiyorum.
07 Aralık 2003
bugün spike, freddy krueger, ihsan derman ve rockstar vardi. bir geceye bu kadar celebrity klonu yeter sanirim.
04 Aralık 2003
eskiden cekirdek-findik-fistik tüketimi yapamazdim bilgisayar basinda. artik o kadar cok vaktim var ki bunlari yapmaya, kendim bile sasiyorum. gerci bu sefer de istahim kesildi, sadece su icerek yasayabilecegimi düsünmeye basladim. ictigim sularin da büyük bir basariyla ve hizla bünyemden atilmasi sonucu sanirim pek de birsey almiyormusum yasamak icin. zaten enerjiye gerek yok bugünlerde, yasama enerjisi denen sey arada bir sarj istiyor. bu genelde battaniye altinda, hirpani görünerek, süklüm püklüm yasayarak, bol bol televizyon izleyip uyurken olabiliyor ancak. söküp atmak istedigim kocaman birsey var aslinda ama duvarlara zarar geleceginden korkuyorum. anneye farkettirmeden hic birsey yapilamiyormus bu arada, annelik önsezisi diye birsey gercekten de varmis. kendime kizsam da, stacie orrico isimli kaslari gözünden 10 km uzakta olan bir kizcagizin stuck isimli bir sarkisi var, melodisi cok pop, sözleri de cok arabesk olsa de "seviyorum iste var mi diyecegin?"

ek olarak, 5 kasimda söyledigim laf yalanmis, son bir ay bana bunu gösterdi. her aralikta baska bir kokuya gitme ritüeli diyelim, gecsin.
03 Aralık 2003
gecenin bir saatinde parlak ekranlar karsisina oturan insanlar ne yaparlar? ya kendilerini kasip "parmakli kuul abi" modunda otururlar, ya "koca gözümle biktim herkesten" triplerine girerler, ya da "kabak cicegi gibi actim" diyip geyigin dibine vururlar. övünerek söylüyorum ki, biz kabak olduk, cicek olduk, cok eglendik.



kameralara bakip pis pis siritiyoruz ve iste böyle de afise ediyorum insanlari, terbiyesiz biriyim.
02 Aralık 2003
"this is my heart, and it's broken."
01 Aralık 2003
kitap okurken garip bir halet-i ruhiye icine girdigimi farkettim. bir sayfa daha okuyayim, aman bu bölüm de bitsin, ay dur öbür bölümün ilk paragrafi derken saatlerce kendimi kaptirip kitap okuyormusum meger de farkinda degilmisim bugüne kadar. buna ragmen okunmayi bekleyen onlarca kitaba, yeni sayisi ciktigi icin bitirilmeden kenara atilmis dergiye ve kollarimi agrittigindan yarisinda biraktigim gazetelere sahip bir insanim.

sular icinde ip tepelerinde sallanan prensime ve onu ordan cikarmayan kisilere de selam olsun.